top of page

Türkiye’de Kuraklık Riski: Ne Kadar Su Tüketiyoruz?

  • Yazarın fotoğrafı: hseturkiye
    hseturkiye
  • 8 saat önce
  • 1 dakikada okunur

Giderek artan sıcak dalgaları ve düzensiz yağışlar, Türkiye’yi “su stresi” yaşayan ülkeler arasına soktu. Peki, su tüketimimiz ne durumda? Su kaynaklarımız ne kadar dayanabilir? Ne Kadar Su Tüketiyoruz?

Su Kaynakları ve Kuraklık Riski

Türkiye, kişi başına yıllık yaklaşık 1.300–1.500 m³ kullanılabilir suya sahip. Bu da “water stressed” (su stresi) kategorisine girmesine neden oluyor. Batı Avrupa ülkelerinde bu oran 8.000–10.000 m³ seviyesinde.

2050’ye gelindiğinde kişi başına düşen su miktarının 1.000 m³’ye kadar düşeceği öngörülüyor; bu durum, Türkiye’yi “water scarce” (su kıtlığı) sınırına yaklaştırıyor.


Su Kullanımının Dağılımı

  • Sulama (tarım): %74–75 — Yıllık yaklaşık 72 milyar m³

  • Evsel kullanım: %15 — Yaklaşık 18 milyar m³

  • Endüstri: %11 — Yaklaşık 14–22 milyar m³

Toplam su çekimi 2023 itibarıyla 112 milyar m³ düzeyine ulaşmış durumda.

Su Zararı ve Kayıplar

Tarımda kullanılan yüzey sulama yöntemleri suyun %35–60’ını kaybettiriyor. Bu da hem yeraltı su kaynaklarını boşaltıyor hem ekosistemi zarar veriyor.

Şehirlerde ise suyun %50’ye yakın kısmı kayıp veya kaçak nedeniyle atılıyor. Hâl böyle olunca, örneğin Ankara’nın sadece 180 günlük suyu kaldığı bildiriliyor.


Kuraklığın Etkileri

  • 2021, son 20 yılın en kurak yılı oldu.

  • Ülkenin %50’sinden fazlası kuraklık tehdidi altında.

  • Son 50 yılda iki Marmara Denizi kadar ıslak alan kaybedildi.


Su Yönetiminde Neler Yapılmalı?

  1. Modern sulama yöntemleri (damla, yağmurlama) yaygınlaştırılmalı.

  2. Sızıntı ve kayıplar ciddi bir şekilde azaltılmalı.

  3. Gri su kullanımı özellikle tarımda teşvik edilmeli.

  4. Tarımda ekim deseni yağışa bağlı şekilde yeniden yapılandırılmalı.

  5. Belediyeler ve devlet, su kullanımını planlı ve verimli hale getirecek politikalar geliştirmeli.


Sonuç: Geleceğimiz Suya Bağlı

Türkiye, su stressini aşabilmek için acil eylem planları geliştirmeli. Su tüketim alışkanlıklarımızı değiştirip yönetim politikalarını güncellemezsek, doğrudan gıda güvenliğimizi, ekonomimizi ve ekosistem dengesini tehlikeye atmış oluruz.

Gelin, bu sorumluluğu hep birlikte taşımaya başlayalım.


Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page